Tağut (طاغوت), İslâmî literatürde derin anlamlar içeren ve üzerinde önemle durulan bir terimdir. Kur’ân-ı Kerîm’de sekiz farklı âyette geçen bu kavram, genel olarak “Allah’ın hükümlerine karşı gelen, insanları hak yoldan saptıran her türlü bâtıl otorite, sistem ve put” şeklinde tanımlanır. Bu makalede, tağutun lügat ve ıstılahî manaları, Kur’ân ve Sünnet’teki yeri, tarihî arka planı, İslâm âlimlerinin yorumları ve modern dünyadaki tezahürleri detaylı bir şekilde incelenecektir.
Arapça “ṭāġūt” (طاغوت) kelimesi, “ṭağā” (طغى) fiilinden türemiştir. Bu fiil, “haddini aşmak, azmak, zulmetmek, isyan etmek” gibi anlamlara gelir. Kelimenin çoğulu “ṭavâğît” (طواغيت) şeklindedir.
Kur’ân-ı Kerîm’de tağut, genellikle şu bağlamlarda zikredilir:
Allah’ın hükümlerine alternatif olarak ortaya çıkan bâtıl otoriteler.
İnsanları hak yoldan saptıran putlar, ideolojiler ve sistemler.
Zalim liderler ve onların dayattığı adaletsiz düzenler.
İslâm âlimleri tağutu şu şekilde tanımlamıştır:
İbn Kayyim el-Cevziyye: “Allah’ın dışında ibadet edilen her şey ve O’nun hükümlerine karşı gelen her otorite.”
İmam Şâtıbî: “İnsanları Allah’a kulluktan uzaklaştıran ve bâtıl yollara sevk eden her türlü sistem.”
Muhammed bin Abdülvehhâb: “Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyen ve insanları kendisine itaate zorlayan her güç.”
Tağut, Kur’ân’da sekiz yerde geçer ve her biri farklı bir perspektif sunar:
“Dinde zorlama yoktur. Artık hak ile bâtıl birbirinden ayrılmıştır. Kim tâğutu inkâr edip Allah’a iman ederse, kopmayan sağlam bir kulpa yapışmış olur…”
Bu âyet, tağutun reddedilmesini imanın bir gereği olarak vurgular.
“Sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Onlar, tâğuta muhakeme olmak istiyorlar…”
Bu âyet, mü’minlerin Allah’ın hükümleri dışında bir otoriteye başvurmasını yasaklar.
Nahl 36: “Andolsun ki biz, ‘Allah’a kulluk edin ve tâğuttan kaçının’ diye her ümmete bir peygamber gönderdik.”
Zümer 17: “Tâğuta kulluk etmekten kaçınanlar için müjde vardır.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tağut kavramını şu hadislerle açıklamıştır:
“Kim ‘Lâ ilâhe illallah’ der ve tâğutu inkâr ederse, onun malı ve kanı haram olur.”
Bu hadis, tağutu reddetmenin imanın bir gereği olduğunu gösterir.
“Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, tâğutlara itaat etmeleridir.”
Bu hadis, Müslümanların bâtıl otoritelere boyun eğmesinin tehlikesine dikkat çeker.
İbn Teymiyye: “Tağut, Allah’ın hükümlerine karşı çıkan ve kendisine itaat edilmesini isteyen her varlıktır.”
İbn Kesîr: “Firavun, Nemrut ve Ebu Cehil gibi zâlimler, tâğutun somut örnekleridir.”
İmam Gazâlî: “Tağut, nefsin hevâsına uyarak Allah’ın sınırlarını aşmaktır.”
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî: “Kişinin kendi benliğini ilâhlaştırması en büyük tâğuttur.”
Seyyid Kutub: “Modern tâğutlar, kapitalizm ve komünizm gibi beşerî ideolojilerdir.”
Ali Şeriatî: “Sömürgeci güçler ve onların işbirlikçileri günümüzün tâğutlarıdır.”
Kur’ân’da en çok zikredilen tâğut figürüdür. Kendisini ilâh ilan etmiş ve Hz. Mûsâ’ya zulmetmiştir.
Hz. İbrâhim’i ateşe atarak Allah’a meydan okumuştur.
Peygamberimiz (s.a.v.)’e karşı çıkan ve müşrikleri kışkırtan liderlerdir.
Allah’ın hükümlerini reddeden ve insan yapımı kanunlarla yönetilen rejimler.
Ekonomik sömürüye dayanan ve adaletsizliği besleyen sistemler.
Bazı toplumlarda siyasi liderlerin ilâhlaştırılması.
İnsanları hak yoldan uzaklaştıran propaganda araçları.
Kur’ân ve Sünnet’e Sımsıkı Sarılmak
Bâtıl Otoritelere İtaat Etmemek
Zulme Karşı Direnmek ve Adaleti Savunmak
Nefis Muhasebesi Yaparak Hevâdan Sakınmak
Tağut, sadece tarihî bir kavram değil, her dönemde farklı şekillerde ortaya çıkan bir tehlikedir. Müslümanların tağutu tanıması ve ondan uzak durması, imanlarının bir gereğidir. Bu kavramın doğru anlaşılması, hem ferdî hem de içtimaî hayatta İslâmî bir bilinç oluşturmak için elzemdir.
Bu çalışma, tağut kavramını teolojik, tarihî ve güncel boyutlarıyla ele alan kapsamlı bir incelemedir. Daha derin araştırma yapmak isteyenler şu kaynaklara başvurabilir:
Tefsir Kitapları: İbn Kesîr, Taberî, Kurtubî
Hadis Külliyatı: Buhârî, Müslim, İbn Mâce
Fıkıh Eserleri: İbn Teymiyye’nin “El-İman”ı, Muhammed bin Abdülvehhâb’ın “Kitâbu’t-Tevhîd”i
Çağdaş Eserler: Seyyid Kutub’un “Fî Zılâli’l-Kur’ân”ı, Ali Şeriatî’nin “Tevhîd” kitabı
GÜNDEM
7 gün önceGENEL
7 gün önceGENEL
7 gün önceGENEL
7 gün önceGENEL
8 gün önceFOTO GALERİ
9 gün önceEKONOMİ
9 gün önce